24 Şubat 2008 Pazar

Ayda ile İlk Çalışma

Dün 5 kişi olarak ile Mavi Dans Eğitim Merkezi'nde Ayda Zorlu'nun dersine katıldık. Temposu çok yüksek, modern hareket dağarcığını merkeze alan, teknik bir dersti. Dersin sonunda yapışmış olduğumuz yerden kendimizi kurtarıp dersleri rutine oturtabilmek için Ayda'yı ikna edebildik. Bundan sonra Perşembe günleri saat 18:00-19:30 arası onunlayız. Dersin akışı şöyleydi:
1-) K O N D İ S Y O N V E S T R E Ç
Belimizin yanındaki kasları uzatarak başladık çalışmaya. Daha sonra tempolu bir halde şınav, ters V, ayakları 90'a kaldırıp önce iki yana sonra aşağı yukarı 8 sayıda götürme, ters mekik, öne uzanma, arka üst bacak kaslarını uzatma, sırtı ve bacakları aynı anda yerden kaldırıp bekleme gibi yoga/pilates hareketlerine benzeyen bir seri yaptık. Yaklaşık yarım saat sürdü.
2-) T E K N İ K Ç A L I Ş M A
Ayağa kalkıp bir müddet yürüdükten sonra tekrar aynanın önüne gelip 1., 2., 6., ve paralel pozisyonlarla demi ve grand plié çalıştık. Bu temel hareketi yaparken dizlerle ayakların durumu ve kalçanın içeri girmesi üzerinde durduk.
Yerde şnav pozisyonundan sağ dirseği içeri alıp onun üzerinde sağ tarafa dönüp şınava kalkıp aynı şeyi sol tarafa devam etme biçiminde seyreden yuvarlanma hareketini çalıştık. Burada da seri olmak ve kalça ve göğsü aynı anda kaldırmak önemliydi.
Ayakta swing çalıştık.,
3-) K O M B İ N A S Y O N L A R
Off-balance ve kol-bacak koordinasyonunu ön plana çıkaran 24'er sayılık iki kombinasyon çalışıp daha sonra bunları bağladık.

Çalışma sonunda Ayda vücutlarımızın bir miktar açık olduğunu bazı hareketleri kolay kaptığını ama sürekli ders almamız ve çalışmamız gerektiğini söyledi. Özellikle bazı hareket kalıpları bize çok yabancı geldi. Üretimlerimiz daha az yoğunluklu beden kullanımı ve daha çok kavramsal arka plan dahi gerektirse kontak ve doğaçlama çalışmalarının hızını kesmeden yaratıcılarının adıyla anılan modern teknikleri öğrenmemizin hareket dağarcığımızı geliştireceğini söyledi.

Dersi kaçıran ve perşembe gelmek isteyenlere pazartesi öğle/ öğleden sonra gibi aynalıda kombinasyonları birlikte yapabiliriz.

16 Şubat 2008 Cumartesi

Çağdaş gösteri estetiği mikroskop altında...


Çağdaş Gösteri Sanatları Girişimi (ÇGSG), “Çağdaş Gösteri Sanatlarında NEREDEN NEREYE?: Esteti.ka | Histori.ka | Politi.ka” adı altında bir sanat araştırmaları atölyesi düzenliyor. Atölyenin “Esteti.ka” başlıklı ilk ayağı 20 Şubat 2008, saat 19.00'da Roxy Etkinlik Platformu'nda gerçekleşecek.

Çağdaş gösteri sanatlarında estetik, tarih ve politika...

Bağımsız Network başlıklı kültür yönetimi projesi kapsamında hayata geçirilen “Nereden Nereye?”, toplam 18 katılımcıyı konuk edecek. İlgilenen izleyicilere açık olarak gerçekleştirilecek atölye programı, çağdaş gösteri sanatlarının estetik, tarihsel ve politik bağlamlarda tartışmaya açılacağı üç ayrı toplantıya evsahipliği yapıyor. Şubat, Mart ve Nisan aylarına yayılan bu toplantılar, Türkiye'de çağdaş gösteri alanındaki sanatsal üretimin güncel bir haritasını çıkarmayı, üretilen işleri yeni okuma ve incelemelere açmayı ve bu sayede alandaki bilgi ve belge açığına yenilikçi bir karşılık vermeyi hedefliyor.

Katılımcılar arasında Türkiye'de çağdaş dans, tiyatro ve performans alanlarında çalışmalarını sürdüren koreograf, yönetmen ve tasarımcılar ile birlikte akademisyen, eleştirmen ve araştırmacılar var. 20 Şubat tarihindeki “Esteti.ka” başlıklı ilk oturuma konuşmacı olarak katkıda bulunanlar: Ayşın Candan, Bedirhan Dehmen, Naz Erayda, Gurur Ertem, Nihal Koldaş ve Tuğçe Tuna.

ÇGSG ve Bağımsız Network hakkında detaylı bilgi için: www.bagimsizbulten.blogspot.com
İletişim: Şafak Uysal (safak@laboratuar.org)

10 Şubat 2008 Pazar

DUYURU: ATÖLYE ÇALIŞMASI

Ayda Zorlu 23 Şubat Cumartesi günü saat 18:00 - 19:30 arası Mavi Dans Eğitim Merkezi'nde topluluğumuza ders verecektir.
Katılım şiddetle tavsiye edilir!



Ayda Zorlu kimdir?
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Klasik Bale Bölümü’nden mezun oldu. YTÜ Modern Dans Programı kapsamında Drama ve Doğaçlama, Işık, Kostüm,Dekor Tasarımı, Sahne Tasarımı, Japon Dans Tiyatrosu- Butoh, Modern Dans, Klasik Bale, Kontakt Doğaçlama, Dans Biçemleri, Dans Kompozisyonu ve Repertuarı dersleri almıştır. Eğitimini bir çok yerli,yabancı eğitmen ve koreograf ile çalışmalar yaparak tamamlayan Ayda Zorlu halen bağımsız koreograf ve dans eğitmeni olarak çalışmalarına devam etmektedir.

6 Şubat 2008 Çarşamba

Dzzzt Dzzzt


Hepimiz suçlularıyız bu kanlı gömleğin. O yüzden birbirimize atıyoruz suçu. Ya da kafamızı çın çın öten kovalara gömüyoruz. Delirmek pahasına, boğulmak pahasına kaçıyoruz kimliğimizden. Komik duruma düşücek kadar unutuyoruz, unutturuluyoruz bir an öncesini. Birbirimize dokunmaya çalıştığımızda elimizin uzandığı aslında bu parça parça delilik sadece. O yüzden abartılı mimikleriyle sihirbazlar bizi bu kadar kolay kandırıyor.

Çünkü nefes almak bir değer yargısı.

Çünkü psikozdayız biz.

4 Şubat 2008 Pazartesi

Gist: Çağdaş Gösteri Sanatları Dergisi

Gist Garaj İstanbul'un yayını. Çok kaliteli ve kapsamlı bir dergi. 6 ayda bir çıkacak ve ilk sayısı satışa sunulmuş durumda. Portre sayfaları Aydın Teker'e ayrılmış. Üstelik fiyatı da oldukça uygun. ee daha ne olsun?

1 Şubat 2008 Cuma

Zeynep Tanbay Dans Projesi ve Fazıl Say


30-31 Ocak tarihlerinde CRR'de sahnelenen "Vivaldi ve Stravinsky" isimli modern dans gösterisi birbiriyle taban tabana zıt iki bölümden oluşuyordu. Vivaldi'nin eserlerinin kullanıldığı 12 tablodan oluşan ilk bölümde rengarenk kıyafetleri, neşeli tavırları ve farklılıklarıyla dansçılar ideal bir dünyanın resmini çizdiler. Bir oyun havasında ilerleyen bölüme sık sık kucaklaşmalarla ara verildi. Stravinsky'nin çığır açan eseri Bahar Ayini'nin Fazıl Say'ca kendisi için özel üretilen bilgisayar endeksli konser piyanosu ile icra edildiği ikinci bölümde ise renkler karardı, ataklarla devam eden kesik hareketler ilk bölümdeki hız ve neşenin yerini aldı. Ortak hayal gücümüzde yer etmiş işkence imgeleri dansçıların bedenlerinde tüm insanlığın kurban edilişini simgeledi.

Koreografinin yapısını göz önünde bulundurduğumuzda bunu insan doğasının iki ayrı okunuşu gibi görmekten ziyade kurulabilecek o güzel dünyanın karşısına yerleştirilmiş, ve böylece rengi iyice belli olmuş gerçeğin insanda yarattığı farkındalık duygusuna vurgu yapmak gerekiyor sanırım.


Tanbay da öyle diyor zaten:
"Şiddet şiddetten başka hiçbir şeyi doğurmuyor. Biz şu anda maalesef Vivaldi'nin müziğindeki gibi yaşamıyoruz. Parçaların yerini değiştirip mutlu bir sonla bitiremezdim. Bu hiç de gerçekçi olmazdı. Mutlu son Hollywood filmlerine ait. Biz Guantanamo'yu, Ebu Garip'i yaşıyoruz. İnsanlığımızı yitiriyoruz. Tükenmişlik var. Hrant Dink'in öldürülmesine tanık olduk. Kardeşlik, barış, Vivaldi'de anlatmak istediklerim onun söylediklerini temsil ediyor, Stravinsky'de anlattıklarım ise onun karşı durduklarıydı; ırkçılık, terör, savaş. Ben 1915'i yaşamadım, ama 19 Ocak 2007'de buradaydım... Neden bu sonu seçiyoruz?"

Daha ayrıntılı bilgi için Aylin Kalem'in Radikal gazetesinde de çıkan yazısını okuyabilirsiniz.