30 Eylül 2008 Salı

Düğüm Teorisi

Kesik kesik bölümlerden oluşan iletişim ağları farklı şekillerde birleştirildiklerinde farklı sonuçlar doğurabilir mi?

Bir salı akşamı streç dersinden sonra Beste ile Garaj'a gittik. Nurgül, İlyas ve Talin de ordaydı. Hep birlikte "Düğüm Teorisi"ni izledik.

Konsept ve koreografi: Beliz Demircioğlu Cihandide (Güneş Çağlar ile birlikte)
Dramaturji: Aylin Kalem
Ameliyat: Op. Dr. Ercan Cihandide ve Ekibi
Ses Tasarımı: Selçuk Artut
Monolog: Seven Bridges of Koningsberg
Dialoglar: Güneş Çağlar
Prodüksiyon: boDig
Düğümler, bunların çeşitli ebatlardaki (boyut olsa gerek?) uzaylarda ki çözülebilirlikleri üzerine bir şeyler söyleyip grubun aklını almayı çok isterdim. Ama ben bir garip siyaset bilimciyim boyut deyince kafam karışır, yanlış anlarım, spiritüel dünyalara kayar giderim.
Yukarıdaki açılış sorusu daha bir içine girilebilir benim için, hem de iletişimle bu kadar ilgilenirken (foreshadowing)... Doğrusunu söylemek gerekirse okuduğum kadarıyla teoriyle de çok bağlantısını kuramadım ama anlamama faktörümün de payı vardır bunda. Farklı şekilde birleştirilen bir şeyin farklı sonuç doğurabileceğini anlayabiliyorum, kuşkusuz. Ama bilekteki tendonu kesip diker gibi süreksiz, sıkıntılı, ve aslında bence son derece tutarlı işleyen iletişim ekonomisini nasıl farklı biçimlerde birleştireceğiz? Bir diyaloğun ya da jestin, söz gelimi, bağlamının dışına çıktığında her metin gibi kendini bozacağını öngörebiliriz, ama bu galeriye konulan pisuvar gibi bir araştırmanın ötesine geçer mi?
Yani, Garaj'ın kara kara -aslında o gün tebeşir tozlarıyla mavi mavi- atmosferinde ileri geri alınan ameliyat videosu gibi... Ama metaforik yanının ötesinde video seçimi biraz kafamı karıştırdı benim. Evet, çok çok güçlü bir görüntü. Ama bu görüntü nerede olsa bu kadar güçlü olacak. Demek istediğim, düğüm olmuş bir diyaloğu çözmeye çalışırken bir yandan gösterilen sağa sola bağlanan dokuların görüntüsünü acil serviş müdahale odasında az önce kaza geçirmiş birinin üzerinde de görsek aynı derecede etkileyecek bizi. Riskli yanı kimi zaman performansın önüne çıkabilmesi, kimbilir belki de hedeflenen budur....
Öte yandan performanslar, tekrarlar, tebeşir tozu gibi uçucu bir malzemenin kullanımı bu kadar yerinde kullanımı, sahnedeki izler... pek sahici, temsilden uzak geldi bana.

1 yorum:

filmanyak dedi ki...

Ama neymiş. Öyle sazan gibi en öne oturcam diye atlanmayacakmış. Bu çağdaş dans aleminde ne olcağı belli olmuyor çünkü. Toz kadın oldum. Toz yedim, toz içtim:)